1995 yılında başladığım çeviri serüveninde 17. yılımda iken, çeviri yaparken keşfettiğim teknikleri sizlerle paylaşmak istiyorum. Bir paragraf İngilizce metin alacağız ve yavaş yavaş Türkçe’ye tercüme edeceğiz. Benim uzmanlığım Kimya alanında olduğu için doğal olarak kimya alanında bir tercüme yapacağım ama burada anlatacağım teknikler evrenseldir. Faydalı olmasını dilerim.
İngilizce Metin:
Cells, the basic unit of any living organism, range in complexity from the simplest types found in prokaryotes (bacteria and bacteria-like organisms now classified as archaea) and the much larger and more complex examples found in eukaryotes (which include animals and plants). The main features of these cells are illustrated in the generic model shown in Fig. 27.1. Crucial to all cells are membranes, which act as barriers to water and ions and make possible the management of all mobile species and of electrical currents. Membranes are lipid bilayers, approximately 4 nm thick, in which are embedded protein molecules and other components. Bilayer membranes have great lateral strength but they are easy to bend. The long hydrocarbon chains of lipids make the membrane interior very hydrophobic and impermeable to ions, which must instead travel through specific channels, pumps, and other receptors provided by special membrane proteins. The structure of a cell also depends on osmotic pressure, which is maintained by high concentrations of solutes, including ions, imported during active transport by pumps.
1) Şimdi ilk cümleyi kesip alıyoruz:
Cells, the basic unit of any living organism, range in complexity from the simplest types found in prokaryotes (bacteria and bacteria-like organisms now classified as archaea) and the much larger and more complex examples found in eukaryotes (which include animals and plants).
Uzunluğuna bakıp korkmayın, karşınıza gelen ilk cümle zor bir cümle de olabilir, basit ve kolay bir cümle de olabilir. Şimdi anlatacağım tekniklerle hepsini parçalara ayırmayı ve daha küçük parçalarla oynamayı öğreneceksiniz.
2) Cümleyi hızlıca okuyarak özne, yüklem ve nesne parçalarını tespit edin. Okuduktan sonra, benimle aynı fikirde iseniz, Cells, the basic unit of any living organism kısmının özne, range kısmının yüklem ve in complexity from the simplest types found in prokaryotes… kısmının da nesne (tümce) olduğunu göreceksiniz. İngilizce’den Türkçeye tercüme yapılırken çoğunlukla ve başka bir zorlama yoksa Özne + Tümce + Yüklem dizisini kullanıyoruz.
3) Buna göre ilk olarak özne kısmını çevireceğiz. Özneyi virgüller, ve/veya, noktalı virgül ve alt cümlecikler olmak üzere kategorilere ayırıyoruz ve soldan sağa doğru gidiyoruz. Alt cümleciğe rastladığımızda çevirmeyi sağdan sola doğru yapıyoruz. Bunları akılda tutarak çevirimizi şöyle yapacağız: Hücreler, herhangi bir yaşayan organizmanın temel birimi olmak üzere… Tabii ki bu çeviri kişiden kişiye değişebilir, ancak aşağı yukarı aynı tercümeler yapılacaktır. Arada bazı eklemelerin olduğunu görüyorsunuz, onlar Türkçe ile İngilizce arasındaki dil farklılıklarını gidermek ve metni tamamen Türkçe yapmak için tecrübe edilmiş ifadelerdir.
4) İkinci olarak Tümce veya nesne kısmını çevireceğiz, hatırlatma amacı olarak buraya tekrar yazalım: in complexity from the simplest types found in prokaryotes (bacteria and bacteria-like organisms now classified as archaea). Şimdi bunu soldan sağa okuyup yan cümle var mı diye bakıyoruz. Yan cümle yoksa soldan sağa normal bir şekilde gidiyoruz. Yan cümle varsa sağdan sola giderek önce onu bitiriyoruz, sonra soldan sağa gitmeye devam ediyoruz. Bu kurallara göre prokaryotes kısmından başlayarak sola doğru gideceğiz. Çeviri şöyle oluyor: Prokaryotlarda bulunan en basit türlerden (şimdi arke olarak sınıflandırılan, bakteriler ve bakteri benzeri organizmalar). Bu benim tarzım olmakla beraber tercüme konusunda hiçbir tecrübeniz yoksa bir yöntemi öğrenip onu uygulamayı, bol bol pratik yapmayı ve sonra beğenmiyorsanız başka bir sisteme geçmeyi düşünebilirsiniz. Ancak bu işin kilit kısmının bol bol pratik yapmak olduğunu unutmayın.
5) and ile devam eden kısıma bakarak cümleye devam ediyoruz. and the much larger and more complex examples found in eukaryotes (which include animals and plants). Yan cümlecik içerdiğinden dolayı sondan başa gideceğiz. Ökaryotlarda bulunan daha büyük ve çok daha karmaşık örnekler (hayvanlar ve bitkileri de içerir) şeklinde çeviriyoruz.
6) Daha sonra geriye kalan son kısım olan yükleme bakıyoruz, yüklemimiz range (arasında değişir) olarak yazılabilir. Özne + Tümce + Yüklem sırasına bakarak bütün cümlenin çevirisine şu şekilde ulaşıyoruz:
Hücreler, herhangi bir yaşayan organizmanın temel birimi olmak üzere, prokaryotlarda bulunan en basit türlerden (şimdi arke olarak sınıflandırılan, bakteriler ve bakteri benzeri organizmalar) ökaryotlarda bulunan daha büyük ve çok daha karmaşık örneklere (hayvanlar ve bitkileri de içerir) kadar geniş bir sınıfta bulunur.
7) Yüklemi ilave edince bütün cümleye ve eklenen parçaların birbirine olan uyumlarına dikkat ederek bir daha okuyoruz. Bu işlemler size zor ve karmaşık geliyorsa da şevkinizi kaybetmemenizi öneririm. 17 yıllık tecrübemle artık bu işlemleri kafadan ve bir kere hızlıca, bir-iki saniyede okuyarak başarabiliyorum. Bıkmadan, usanmadan denemeye devam ederseniz eninde sonunda başarıya ulaşacağınıza eminim.
8) Şimdi bir cümleyi ayrıntılı inceledikten sonra biraz hızlanacak ve önce İngilizce cümleyi, sonra da Türkçe karşılığını yazacağız.
The main features of these cells are illustrated in the generic model shown in Fig. 27.1.
Bu hücrelerin temel özellikleri Şekil 27.1’de gösterilen genel modelde açıklanmıştır.
Crucial to all cells are membranes, which act as barriers to water and ions and make possible the management of all mobile species and of electrical currents.
Bütün hücreler için hayati olan kısım zar olup su ve iyonlara karşı duvar olarak davranır ve bütün hareketli türlerin ve elektrik yüklerinin yönetimini mümkün kılar.
Membranes are lipid bilayers, approximately 4 nm thick, in which are embedded protein molecules and other components.
Hücre zarları lipid çift tabakalardır, yaklaşık 4 nm kalınlığındadır ve gömülü protein molekülleri ve diğer bileşenler içerir.
Bilayer membranes have great lateral strength but they are easy to bend.
Çift tabakalı zarların yanal güçleri büyüktür, ancak bükülmeleri kolaydır.
The long hydrocarbon chains of lipids make the membrane interior very hydrophobic and impermeable to ions, which must instead travel through specific channels, pumps, and other receptors provided by special membrane proteins.
Uzun lipid hidrokarbon zincirleri zar içini çok hidrofobik ve iyonlara karşı geçirmez yapar, iyonların özel zar proteinleri tarafından sağlanan ve pompalar olarak bilinen özel kanallardan geçmesi gerekir.
The structure of a cell also depends on osmotic pressure, which is maintained by high concentrations of solutes, including ions, imported during active transport by pumps.
Bir hücrenin yapısı aynı zamanda osmotik basınca da bağlıdır, osmotik basınç, pompaların aktif iletimi sırasında yüklenen iyonlar dahil olmak üzere çözünmüş maddelerin yüksek derişimleri ile korunur.
Özel notlar: Bir parça kağıt ve kalem alın, İngilizce metne bakarak, önce özneyi bulun, soldan sağa mı, sağdan sola mı gideceğinize karar verin ve çevirmeye başlayın. Daha sonra tümceye ve nihayet yükleme geçin. Her seferinde yalnızca bir cümle ile uğraşın, bir cümleyi ayıran bağlaçlara dikkat edin ve “and”, “or” gibi bağlaçlarda veya virgül, noktalı virgül gibi işaretlerde durun ve o yere kadar olan çeviriyi tamamlayıp yazıya geçirin ve devam edin.
Not 2: Yorulduğunuzda 15-20 dakika ara verin ve müzik dinleyin, kitap okuyun, bilgisayarla uğraşmayın.
Not 3: Kişisel tecrübelerime göre hafızada bulunmayan kelimeye rastlandığında durulup sözlüğe bakmak, uygun anlama karar vermek ve bu anlamı dönüp yazmak çok fazla vakit almakta ve konsantrasyona zarar vermektedir. Bunun yerine bilinmeyen kelimeyi aynen yazmak, ancak görsel olarak diğer kelimelerden ayırmak için başına işaret koymak uygun olur. Örneğin I like stuffed peppers, especially cooked in an oven cümlesinde stuffed kelimesini bilmediğimizi varsayalım, bu durumda çeviriye başladığımızda “Stuffed” biberleri seviyorum, özellikle de fırında pişmişse diyoruz, paragraf veya sayfa bittiğinde (sayfa bitimini öneririm) bütün bilinmeyen kelimeleri teker teker bulup yerlerine karşılıklarını yazmak konsantrasyon için daha olumlu etkiler bırakmaktadır.
17 yıllık çevirmen olarak bu kısa yazıda uyguladığım tekniklerin bir kısmını anlatmaya çalıştım. Çeviri işine yeni girecek kişilerin bu teknikleri öğrendikten sonra ihtiyaç duyarlarsa yeni tekniklere girmeleri gerekebilir ancak başlangıç aşamasında yukarıda yazılan noktalara uyulması ve pratiklik ve hız kazanılması için yeterli olacaktır. Çeviri çalışmalarınızda başarılar diliyorum.
kaynak: Barbaros Akkurt