YAZILI ÇEVİRİDE İNCE TEKNİK DETAYLAR
Dünya ticaretinin küreselleşmesi sayesinde ülkeler arasında iletişim sınırları kalkmış ve ülkelerin birbirlerini anlayabilmeleri için tercüme işlemleri giderek önemini arttırmıştır. Önceleri bu işlemler basit bir şekilde iletişim kurmak amacıyla yapılırken zamanla bir sektör haline gelmiş ve bu konu üzerine araştırmalar yapılmış, akademik çalışmalarla desteklenmiştir.
Günümüzde birçok üniversite bu alan üzerine yazılı tercüme yapabilecek insanlar yetiştirmekte ve bu teknikler üzerine çalışmalar yapmaktadır. Yapılış itibariyle doğru mesajı ve anlam kaybı yaşanmadan birkaç farklı teknikle yapılan çevirilerdir.
Bu tekniklerden en çok kullanılanı ise direk tercüme tekniğidir. Dillerin birbirlerine benzemelerinden dolayı fazla anlam kaybı olmayacağı ve farklı kökenlere sahip dillere göre daha da az olabilmektedir. Aynı kökene sahip diller için bu teknik çok uygun olmaktadır. Diğer bir teknik ise adaptasyon ya da yerelleştirme tekniğidir.
Bu teknikte kaynak dil ile çevirisi yapılacak dil arasında köken bakımından hiçbir benzerlik ya da kültürler arasında hiçbir uyuşmazlık olmadığı durumlarda kullanılmaktadır. Bu durumlara en iyi örnek atasözlerinin başka dillerde anlamlarının çok farklı olmasıdır. Türk kültürüne ait olan bir atasözünü başka dile direk olarak çevirmek hiç bir anlam kazandırmamaktadır. Çünkü yüzde yüze varan anlam kayıpları meydana gelmektedir. Bu durumlarda yapılması gereken direk çeviri değil de diğer dilde o atasözünün karşılığı olan kelimeleri araştırıp hemen hemen eş değer kelimeler bulmak ardından da çevirisini yapmak daha iyi olacaktır.