İnsanlığın en büyük başarılarından biri de iletişim için geliştirdiği diller. Başkaları ile kelimeler aracılığı ile iletişim kuruyoruz; tabi jest, mimik ve vücut dilinin de yardımlarıyla.
İnsanoğlu, çok farklı kültürel ve coğrafi sınırlarla birbirinden ayrılmış ve her bir topluluk bulunduğu farklı coğrafi koşullardan da etkilenerek kendi dilini oluşturmuş. Örneğin atçılıkla uğraşan bir toplulukta atla ilgili çok fazla kelime ortaya çıkarken; balıkçılıkla uğraşan bir kültürde yine balıkçılıkla ilgili kelime ihtiyacı ortaya çıkmış. Dolayısıyla her kelimenin diğer bir kültürde doğrudan karşılığı olmayabiliyor.
Şimdi bir dilden diğerine çevrilmesi oldukça zor olan 10 kelimeye bir göz atalım:
Waldeinsamkeit (Almanca): Ormanda yalnız olma duygusu
Cualacino (İtalyanca): Soğuk bardağın masada bıraktığı iz
Iktsuarpok(Eskimo Dili): Birisi geliyor mu acaba diye dışarıya bakmanıza yol açan duygu
Komorebi (Japonca): Ağaçların yapraklarının arasından süzülen güneş ışığı
Pochemuchka (Rusça): Çok fazla soru soran kişi
Sobremesa (İspanyolca): Öğle veya akşam yemeğinden sonra yemek yenilen kişilerle geçirilen vakit
Jayus (Endonezya Dili): Çok kötü ve komik olmayan bir şekilde anlatılan bir fıkranın ardından birisinin kendini tutamayıp gülmesi
Panapo’o (Hawai Dili): Unuttuğu birşeyi hatırlamak için kişinin başını kaşıması
Goya (Urdu Dili): Hikayenin doğru olarak sunduğu önermeleri gerçek olmasa bile kabul edilmesini sağlama
Mangata: (İsveççe): Ay ışığının deniz üzerinde oluşturduğu yola benzer yansıma