Yazıda neler var?
Türkiye’deki Çeviri Sektörü
Bu ülkede kaç araba üretildiğini, kaç ton çelik işlendiğini herkes bulup söyleyebilir ama kaç kelime çeviri yapıldığını kimsenin söyleyebileceğini sanmıyorum.
Hemen baştan belirteyim ki edebi çevirileri, kitap çevirilerini kast etmiyorum; bir sektör olarak teknik çevirilerden bahsediyorum; teknik çeviri derken de şirketlerin ve şahısların ihtiyaç duyduğu her türlü pazarlama, hukuk, tıp, teknoloji, yazılım vb. çevirinin tümünden oluşan bir sektörden bahsediyorum, çeviri ofislerinin ve freelance tercümanların yaptıkları işlerden bahsediyorum.
Henüz ne çalışanları ne de patronları bir araya gelememiş bir sektördür çeviri. Ne ciddi, kuşatıcı ve karar alıcı bir meslek birliği, ne bir oda, ne bir sendika söz konusudur. Meslek standartları belli değildir; verilen hizmetler bile şirketten şirkete değişir. Bir çevirmenin yetkinlik ölçütleri belli değildir; ne mühendisler gibi diplomasına, ne doktorlar gibi “yeminine” güvenebilirsiniz çevirmenlerin, çünkü diplomasının neredeyse hiç önemi yoktur. Çevirmen olarak çalışmak için ne SGK ne de patronlar belirli standartlarda olmanızı şart koşar. Çeviri hizmeti veren bir şirket kurmak için yapmanız/karşılamanız gereken hiçbir özel yasal koşul yoktur; bir gün inşaat şirketinizin yanında bir çeviri şirketi açmak isteseniz kimse sizi engellemez. Aynı biçimde ne eğitimi almış olursanız olun, patron sizi beğendiği anda çevirmen sayılırsınız; devlet de müşteri de buna karşı çıkmaz, deneme çevirisini iyi yapmanız yeterlidir.
Teknik çeviri konusundaki eğitim zayıftır; o yüzden farklı alanlarda eğitim almış ve yabancı dil bilgisi olan birçok kişi çevirmen olabilmektedir. Proje yöneticileri ancak sektör içinde yetişmektedir çünkü yüz tane şantiye yönetmiş kişi bile büyükçe bir çeviri projesini yönetmekte zorlanacaktır. Patronların önemli bir kısmı konuya ve süreçlere hakim değildir; en büyük amaçları müşteriden aldığı işi kar ederek teslim edebilmektir sadece. Müşteriler bilgisizdir, üstelik en kötü telmihleriyle alaturkadır; en ucuz fiyata iş yaptırmak için bastırırlar, işleri planlamazlar ve çevirmene ihtiyacı olan bilgiyi sağlamakla uğraşmazlar.
Tarif ettiğim bu kaos gözünüzü korkutmasın!
Bu kaosun içinde sayfası 5 TL’ye (KDV dahil) ucuz tercüme teslim eden müptezel, özensiz, haddini bilmez, ahlaksız firmalar ve işi zamanında teslim etmeyi önemsemeyen, kaliteyi zerrece umursamayan, yanlış ve eksik çeviri teslim eden çevirmenler olduğu gibi birçok sektörden çok daha ciddi biçimde kaliteye odaklanmış insanlar ve kaliteli tercüme için uğraşan bürolarda vardır.
Çeviri sektörü tam bir cangıldır. Müşteri olarak girenler çoğu zaman yalanlara ve ucuz fiyat taahhütlerine kapılıp bataklığa gömülür, çırpındıkça batar. Çevirmen olarak girenler çok düşük fiyatlara çeviri yaparak, parasını zamanında alamayarak elini kolunu bağlayan bu sistemin esiri olabilir. Sağlam bir müşteri profili olmadan şirket olarak girenler çok ucuza ve çok kısa teslim süreleriyle iş yapmaya zorlanabilir.
Bu cangıl içinde nasıl yolumuzu bulacağız o zaman?
Hiçbir kuralın olmadığı bu alem, yaratıcı ruha sahip bir sürü girişimciye çok bereketli bir fırsat sunar. Herkes kelimenin tam anlamıyla “kafasına göre” takıldığı için “kafası” iyi çalışan tercüme büroları ve çevirmenler kendi kurallarını, kodlarını, yöntemlerini belirler ve buna uyarlar. Kaliteli işi zamanında teslim ederler ve bunun için makul bir ücret talep ederler. Özellikle de yurtdışındaki kurumsal müşterilerle çalışanlar süreçleri sürekli denetlendiğinden sistemli çalışmayı öğrenir, hatta kendi sistemlerini talep edilenin de üzerinde bir kaliteye çıkarmak için uğraşırlar. Çevirmen, proje yönetimi, terminoloji, stil, BT gibi birçok alanda kendi standartlarını belirler ve bunları sürekli iyileştirirler. Bunlardan birine rastladığınızda bir daha “kritik” sorunlar yaşamazsınız.
Sektörde patronların birlikte hareket etmesini, devletin standartlar veya asgari fiyatlar koymasını, müşterilerin bilinçli davranmasını, çevirmenlerin sigortalı ve güvenceli bir hayata kavuşturulmasını beklemek açıkçası safdillik olacaktır. Bu sektör en azından kısa vadede bir cangıl olmaya devam edecektir. O yüzden herkese ilk ve genel önerim şudur: kendi geminizi kendiniz kurtarın! İnsanların birlik olmasını, aleme nizam gelmesini beklemeyin; örgütlenme çabaları içine girseniz de hayatınızı veya ümitlerinizi buna bağlamayın!
Çevirmenlere/çevirmen adaylarına öneriler:
– İşinizle ilgili öğrenebileceğiniz her şeyi öğrenin ve öğrenmeye devam edin. Bilgisayarınızı daktilo gibi kullanmanın ötesine geçin, bilgisayar destekli çeviri araçlarını (CATT) öğrenin.
– En azından ilk birkaç yılınızda evden çalışmaya öykünmeyin; ofiste çalışın, işlerin nasıl yürüdüğünü öğrenin, çevirmen arkadaşlar edinin, kendinize sağlam bir network kurun.
– Patronunuz lakayt, müşteriniz umarsız bile olsa işleri mutlaka becerebildiğiniz kadar iyi ve mutlaka zamanında teslim edin. Emin olun namınız bir şekilde yürür.
– Ödemeyi 2 defadan fazla aksatan çeviri şirketiyle veya müşteriyle ilişkinizi hemen kesin. İçeride kalan paranızı haram edin ve yolunuza devam edin (dava falan açacaksanız açın elbette).
– Çeviride piştiğinize inandığınızda mutlaka kontrol yapın. Başka çevirmenleri kontrol etmek her zaman kendi hatalarınızı da görmenizi sağlar.
– Kayıtlarınızı mutlaka tutun; hem performansınızın artıp artmadığını görün hem de ufak ufak yollanan işlerin bazılarının “unutulup” ödenmemesini engelleyin.
– Çevirisini beğendiğiniz çevirmenlerle arkadaş olun, kimlerle ve kaça çalıştıklarını öğrenmeye, böylece piyasa hakkında bilgi edinmeye çalışın.
– Çevirmen olarak mı kalacaksınız, çeviri kontrolü mü yapacaksınız, projeleri yönetmek mi istiyorsunuz; bu konularda karar vermeden önce en az 2-3 sene çeviri yapın. En iyi proje yöneticileri deneyimli çevirmenlerden çıkar çünkü.
– Yeni çalışmaya başladığınız çeviri firmalarından, en azından ilk zamanlar, çok fazla iş gelmeyeceğini hesap edin. Sistemini oturtmuş, kurumsal firmalar müşterilerden gelen işleri alıştığı çevirmenlere vermek eğilimindedir; size güvendikçe iş yükünüzü artıracaklardır.
– Sosyal güvenlik konusu sizin sorumluluğunuzdadır; mutlaka sigortalı olun ve sigortanızı takip edin, mutlaka az da olsa prim ödeyerek özel emekliliğe dahil olun, kazanmadığınız parayı da harcamayın. Kredi kartı serbest çevirmenin dostu olduğu kadar düşmanı da olabilir.
– Kendinize biraz zaman ayırın. Her işi almak zorunda değilsiniz.
Müşterilere öneriler:
– En ucuz fiyatı veren genelde en berbat çeviriyi teslim eder. En berbat çeviriye razıysanız sizin bileceğiniz iş elbette.
– Çeviri şirketlerini referans yoluyla bulmaya çalışın, internette arayarak sağlam bir çeviri şirketi bulma ihtimaliniz, piyangoda büyük ikramiye tutturma ihtimalinize yakındır.
– Bulduğunuz çeviri firması “iri” laflar ediyorsa hemen uzaklaşın (300 çevirmenimiz var, günde 50.000 kelime çeviriyoruz vb.)
– Sizi çeviri sürecine dahil etmeye çalışan, sizden terminoloji vb. konularda yardım isteyen şirketleri tercih edin.
– Mutlaka çeviri şirketinin yerini görün. Çalışanlarının yüzlerine bakın.
– Çeviri şirketinden referans listesi isteyin, referans verenlerden 2-3 tanesiyle irtibat kurun (veya çevrilen dokümanlarını inceleyin).
– İlk verdiğiniz birkaç iş deneme amaçlı olsun.
– Bir şirketin işini başka şirkete kontrol ettirin. Kendine ve kalitesine güvenen şirketler bundan korkmayacaktır.
– Çeviri şirketine veri tabanı politikalarını, kalite standartlarını, stil ve terminoloji süreçlerini ve proje yönetimi süreçlerini sorun. Açıkça anlatmalarını sağlayın. Sizin anlayacağınız kadar açık anlatamıyorlarsa bir şeyler gizliyorlardır.
– Şirketinizde mutlaka çeviriden sorumlu biri olsun. Çeviri şirketlerine tek ve açık bir muhatap verirseniz işler çok kolaylaşır.
– Çeviri işleri konusunda bir şartname oluşturmaya çalışın. Bunu yaparken öğrendikleriniz kazık yemenizi engelleyecektir.
– Şirketinizin hangi belgelerinin/içeriklerinin çevrileceğini, ne zaman çevrileceğini, ne sıklıkla güncelleneceğini belirlemek için süreçlerinizi tanımlayın, standartlarınızı oluşturun.
– İki veya daha fazla tedarikçi ile çalışmak bu sektörde size kalite sağlamaz. Ama isterseniz bir yüklenici ve bir kontrolör tutabilirsiniz.
Çeviri şirketlerine öneriler:
– Bana mı sordunuz şirket açarken?! (şaka yapıyorum yahu, tamam)
– Çevirmen sizin en kıymetli hazinenizdir. “Piyasada İngilizce bilen bir sürü aç adam var” diye düşünürseniz şirket asla büyümez, kalitesiyle anılan bir şirket olmaz.
– İyi çevirmenlere sahip çıkın, onlara eğitim verin, kariyer planlarını beraber çizin, sorumluluk isteyene sorumluluk verin. Türkiye’deki KOBİ’lerin en sık yaptığı hatayı yapıp şirketinizde kazandığı deneyimi ona “verilmiş bir hediye” gibi görmeyin, deneyiminin ve ustalığının bedelini ödemeye hazır olun. Aksi takdirde çevirmenlerinizi 2-3 yılda bir kaybedersiniz.
– Çevirmen değilseniz işin her türlü ayrıntısını öğrenin. Süreçleri yakından tanıyın. Çevirmenlerin veya müşterinin sizi kandırmasına fırsat vermeyin.
– Adil olun. Bunun en kolay yolu şirketteki süreçleri standartlaştırmaktır.
– Müşterinin taleplerini kabul edip çevirmeni bunlarla ezmeyin, doğru olanı yapın.
– Çevirmene ödemesini söz verdiğiniz tarihte yapın.
– Fiyat düşürerek rekabetçi gücünüzü artıramazsınız, kalitenizi ve verimliğinizi artırmanın yollarını bulun.
– Yedekleme yapın!
kaynak: Erkin Çam (Tercüman)